top of page
Ara
  • Yazarın fotoğrafıSibel Kavunoğlu

Düşüncelerin Geçiciliğini ve Onay Arayışını Anlamak

Düşünceler doğası gereği geçicidir. İç benliğimize pek aldırmadan belirir ve kaybolurlar. Olumsuz düşünceler baskın olduğunda, kendimize dair algımızı çarpıtabilir, yetersiz veya değersiz hissetmemize neden olabilirler. Bu sürekli zihinsel gevezelik, algılanan eksikliklere takılıp kaldığımız için genellikle başarılarımızı ve güçlü yönlerimizi görmemizi engeller.

 

Olumsuz düşüncelerle öz imajın çarpıtılması yetersizlik hissine ve özgüvenin azalmasına yol açabilir. Kendimizi, kusurlara odaklanmamızın başarılarımızı ve olumlu özelliklerimizi gölgelediği bir öz eleştiri döngüsünde sıkışmış bulabiliriz. Bu döngüde, dışarıdan onay alma arayışımız belirginleşir. Neden onay aradığımızı anlamak ve kendimizi kabul etmeyi öğrenmek, öz değerimizi ve ilişkilerimizi nasıl yönlendirdiğimizi değiştirebilir.

 

Peki, Neden onay ararız?

 

Birçok insanın eylemlerinin özünde sevilme ve onaylanma arzusu yatar. Bu arzu genellikle dışsal doğrulama olmadan "ben değersizim, ben yeterli değilim " inancından kaynaklanır. Değerimizi doğrulamak için onay ararız, kabul edilmediğimizi algıladığımızda kaygılı hissederiz ve bazen panik yaşarız.

 

Bu onaylanma arzusu, hata yapma veya sert bir şekilde yargılanma korkusuyla bağlantılıdır. Onaylanmadığımızda, başarısız olmuş gibi hissedebiliriz, bu da kaygımızı ve öz şüphemizi yoğunlaştırır. O zaman soru ortaya çıkar: Onaylanma neden bu kadar önemlidir?

 

Onaylanma ihtiyacı genellikle içsel bir boşluğu veya güvensizliği işaret eder. Bu boşluğu doldurmak için doğrulama ararız, dış onayın değerimizi doğrulayacağını umarız. Ancak paradoks, onay aradığımız kişilerin genellikle aynı konumda olması ve kendi doğrulamalarını istemeleridir.

 

Onay aramanın bu ortak insan deneyimi temel bir sorunu vurgular: Herkes doğrulama arıyorsa, çözüm nerededir? Cevap dış onayda değil, içsel kabulde bulunur. Burda kendini kabul etme yolu karşımıza çıkar,

 

Kendini Kabul Etme Yolu: Dış onay ihtiyacını çözmenin anahtarı, kendini kabul etmeye odaklanmaktır. Kendinizi olduğu gibi, dış onaydan bağımsız olarak kabul etmek çok önemlidir. Bu şunları içerir:

1. Değerinizin Farkına varmak: Başkalarının onları onaylamasına güvenmeden güçlü yönlerinizi ve başarılarınızı kabul edin. Daha dengeli bir öz görüş oluşturmak için olumlu niteliklerinizi ve başarılarınızı düşünün.

 

2. Düşüncelerin Geçiciliğini Anlamak: Düşüncelerin, özellikle olumsuz olanların geçici olduğunu ve değerinizi tanımlamadığını unutmayın. Düşünceleri gözlemlemek için farkındalığı uygulayın, ancak onların öz değerinizi belirlemesine izin vermeyin.

 

3. Öz Şefkati Kucaklamak: Kendinize karşı nazik olun ve herkesin kusurları olduğunu ve hatalar yaptığını kabul edin. Öz şefkat, kusurlarınızı sert yargılamadan kabul etmenize yardımcı olur.

 

4. İçsel Güveni Geliştirmek: Kişisel hedefler belirleyerek ve bunlara ulaşarak içten güven geliştirin. Olumlu bir öz imajı güçlendirmek için ne kadar küçük olursa olsun başarılarınızı kutlayın.

 

5. Onay İhtiyaçlarını Sorgulamak: Neden onay aradığınızı ve bundan ne elde etmeyi umduğunuzu düşünün. Bunu anlamak, genellikle öz çalışmayla ele alınabilecek temel güvensizlikleri ortaya çıkarabilir.

 

Özetlersek; Onay arayışı genellikle daha derin güvensizliklerden ve kişinin yetersizliğine olan inancından kaynaklanır. Düşüncelerin geçici doğasını anlayarak ve öz kabule odaklanarak, dışarıdan onay aramaktan içsel bir değer duygusu beslemeye geçebiliriz. Gerçek özgüven ve öz değer, kim olduğumuzu benimsemekten ve değerimizi başkalarının görüşlerinden bağımsız olarak tanımaktan gelir. Bu içsel değişim sayesinde, hayatı daha kolay ve özgün bir şekilde yönetebilir, dışsal onayın dalgalanan gelgitlerinde değil, kendimizi kabul etmekte tatmin bulabiliriz.

 

Her Daim Sevgi Işıkla

Sibel Kavunoğlu


B.İ.D: AI faydalanılarak hazırlanmıştır.

4 görüntüleme0 yorum

Комментарии


bottom of page