
Günümüzde kişisel gelişim adına bir teknikten diğerine koşuyoruz. Bir gün X kişisinin çalışmasına, ertesi gün Y'nin seminerine gidiyoruz. Dr. Joe Dispenza ’nın meditasyonlarını yapıyor, enerji çalışması yapıyoruz. Peki, gerçekten gelişiyor muyuz, yoksa sadece yeni teknikler denemekle meşgul müyüz?
Artık kendi ayaklarımızın üzerinde durma zamanı gelmedi mi?
Aldığımız eğitimler hayatımızda somut bir değişim yaratmıyorsa, onları bir ilaç gibi görmek gerekir. Gerçek bir öğretmen size yolu, yani bu ilacın ne olduğunu gösterir. Ancak bu ilacı almak ve hayatınıza entegre etmek sizin sorumluluğunuzdadır. Eğer uygulamalar sizi daha iyi bir insan yapmıyorsa ve içsel ışığınızı ortaya çıkarmıyorsa, bu teknikleri sadece eğlence için mi yapıyorsunuz? Eğer öyleyse, bunda da bir sakınca yok. Ancak gerçekten dönüşüm istiyorsanız, öğrendiklerinizi uygulamalı ve yaşamınızda etkilerini görmelisiniz.
Öğrendiğimiz kişisel gelişim yöntemleri bizi özgürleştirmeli, hayatımızda olumlu değişimler yaratmalıdır. Başka bir deyişle, bize özgürleşmenin yolunu tarif etmeli ve biz de bu yolu izleyerek özgürlüğü deneyimlemeliyiz. Bu noktada, geçmişte gerçekten özgürleşmiş, huzur ve mutluluğa ulaşmış insanların hayatlarına bakabiliriz. Buddha, Mevlana, Yunus Emre… Hepsi yolu öğrendiler, tek başlarına yürüdüler ve nihayetinde aydınlanmaya ulaştılar. Üstelik ulaştıkları bu noktada birçok insana da ilham verdiler.
Bu anlamda, meditasyonun insanı özgürleştireceğine inananlardanım. Meditasyon, günümüzde oldukça popüler bir uygulama haline geldi. Ancak gerçek anlamda derinleşmeden sadece yüzeysel olarak yapılırsa, gerçek faydaları tam olarak hissedilemez. Meditasyon, bizi öz benliğimize bağlar, içsel bir yolculuktur.
Peki, gerçeği nerede arıyoruz? Dağlara mı tırmanmalıyız? Gerçek aslında kendi içimizde. Ama bunu keşfetmek için zaman ayırmamız gerekir. İçimize döndüğümüzde ve gerçeği bulduğumuzda, hayatımızda denge ve uyumu daha fazla hissederiz.
Meditasyonun birçok farklı tekniği var. Ancak önemli olan, sizi en çok özgürleştiren yöntemi seçmektir. Eğer yıllardır meditasyon yapıyor ama bir değişim hissetmiyorsanız, belki de kullandığınız tekniği değiştirme zamanı gelmiştir. Belki de meditasyona başlamadan önce zihninizi anlamanız gerekiyordur. Zihnin nasıl çalıştığını bilmeden meditasyon yapabilir misiniz?
Örneğin, dikkatinizin nasıl dağıldığını gözlemlediniz mi? Aşağıdaki konularla ilgili bilginiz var mı?
· Gross dikkat dağılması: Açık ve belirgin dikkat dağınıklıkları.
· Subtle dikkat dağılması: Daha ince, fark edilmesi zor dikkat kaymaları.
· Meditasyonun kaç seviyesi vardır?
· Zihni eğitmek ne anlama gelir?
Biraz da zihni bilmenin öneminden bahsetmek istiyorum. Spor yaparken nasıl ki her kas grubunu ayrı çalıştırıyorsak, zihnimizi de aynı şekilde çalıştırmalıyız. Zihin nedir ve ne değildir? Bunları araştırmalıyız.
Mutluluk ve Neşe, zihnin Ürünüdür. Neşe ve huzur, insandan insana değişir. Aynı nesneye sahip olup mutlu olan da var, mutsuz olan da. Bu bize şunu gösterir;
Kendi mutluluğumuzu kendimiz yaratabiliriz. Mutluluk dışarıdaki nesnelere bağlı değil, zihnin içsel durumu ile ilgilidir. Eğer şu an mutlu değilseniz, zihninizi değiştirerek mutluluğu bulabilirsiniz. İşte bu yüzden zihni eğitmek büyük önem taşıyor.
Thích Nhất Hạnh’ın çok güzel bir tanımı vardır: “Meditasyon, gerçekliğin doğasını derinlemesine görme pratiğidir.” Bu cümlenin dokunaklı anlamı bir yana, burada kilit kelime pratiktir. Bilgiyi almak yetmez, onu uygulamak gerekir. Ancak o zaman gerçekten özgürleşmeye başlarız.
Sonuç olarak, gerçek dönüşüm, dışsal tekniklerden çok, içsel disiplin ve devamlılık ile mümkündür. Kendinizi sürekli yeni yöntemlerin peşinde koşarken buluyorsanız, durup gerçekten derinleşmeyi seçebilirsiniz. Çünkü özgürleşme, öğrenmekten çok, öğrendiklerinizi hayatınıza katmakla gerçekleşir.
Her Daim Sevgi ve Işıkla
Sibel KAvunoğlu
Comments